Nishantashi

vi vıl rak yu!

İnternet katillerine çarpıcı yanıt :

April23

internet

İnternet öyle sömürülmez böyle sömürülür, ekteki screenshottan anlaşılacağı üzere toplamdas 350MB olan lost dizisinin s05x13 id’li bölümü ortalama 361 kb/s ile 14 dakikada ofisin interneti kullanılmak suretiyle indirilmiştir. nihohaha.

(ilgili mercilere not: saat’in 22:00 olduğu gözlerden kaçmamalıdır.)
(ilgili merciilere not2: bilgisayarın saatiyle oynamak, saati ileri almak ayıptır.)
(ilgili merciilere not3: \\semih-crea\fimil ) (:

posted under Geyik | No Comments »

Ofiste elektrikler kesik olunca..

April3

Daldık bizde evde aksiyona..

posted under Geyik | No Comments »

Murphy Kuralları

March26

1. Hiçbir şey goründüğü kadar kolay değildir.
2. Her şey düşünüldüğünden daha fazla zaman alır.
3. Eğer birkaç şeyin ters gitme olasılığı varsa, en fazla zarar verebilecek olan ters gidecektir.
4. Bir işte ters gidebilecek dört yol gorüyorsanız ve bunları başarıyla atlatırsanız o zaman beşinci bir ters yol olduğunu göreceksiniz.
5. Her şeyi kendi haline bırakırsanız, kotü de en kotüye kayar.
6. Ne zaman bir şey yapmaya kalksanız, başka bir şeylerin daha önce yapılmış olması gerektiğini görürsünüz.
7. Her çözüm yeni sorunlar doğurur.
8. Hiç bir şeyi kazadan beladan uzak tutmak mümkün değildir, çünkü aptallar öyle beceriklidir ki…
9. Doğa her zaman gizli rüzgar değişikleriyle taraf tutar.
10.Doğa ananın kimin anası olduğu pek belli değildir.

1. Toleranslar tek yönlü olarak maksimum zorluğun olduğu noktaya doğru birikir.
2. Bir proje ‘n’ tane uzman gerektiriyorsa, her zaman ‘n-l’ tane uzman bulunur.
3. Bir motor yanlış yöne döner.Otomatik arıza giderici devre, öteki devreleri tahrip eder.
4. Hızlı devreye giren bir sigortanın koruduğu
bir transistör, en önce atan sigortayı korumaktadır.
5. Bir başarısızlık ancak son kontrol yapıldıktan sonra ortaya çıkar.
6. İşe alınan bir uzman ya da satın alınan bir araç uzunca bir süre yeterli gözükür; ta ki son kontrol yapılana dek.
7. Ancak, bir kapağı açmak için üzerindeki 16 vidanın sonuncusunu çıkardıktan sonra, yanlış kapağı açtığınızı fark edersiniz.
8. Bir kapak 16 vidayla iyice sıkıştırıldıktan sonra contalann takılmadığı fark edilir.
9. Bir alet toparlanıp kapağı kapatıldıktan sonra dışarda parça kaldığı fark edilir.

Murphy Kanunları:

– Murphy’nin altın kuralı: Altını olan kanunu koyar!

– Murphy Felsefesi: Gülümse… Yarın daha kötü olacak.

– Murphy sabiti: Dünyadaki nüfus sürekli artar ama toplam zeka sabit kalir.

Ve diğerleri…

– Herhangi bir şeyin olma olasılığı, arzu edilirliğiyle ters orantılıdır.

– Mümkün olan en kötü koşullar, er ya da geç, mutlaka ortaya çıkar.

– İşler iyiye gitmeden önce kötü gider… İşlerin iyiye gidebileceğini kim söyledi?

– İyi başlayan her şey kötü biter… Kötü başlayan her şey daha da kötü biter.

– Eger bir deney basarili olmuşsa, ters giden bir şeyler var demektir…

– Herhangi bir bilgide sayılar çok doğru gözüküyorsa boşuna kontrol etmeyin, yanlıştırlar.

– Her sağlıklı erkeğin zengin olmak için, asla işlemeyecek, gizli bir planı vardır.

– Bankadan bir kredi almak için, önce o paraya ihtiyacınız olmadığını ispat etmeniz gerekir.

– Faturalar elinize alacaklarınızdan iki kat hızlı ulaşır…

– İki tür insan vardir: insanlari iki türe ayiranlar ve ayirmayanlar.

– Aradığınız şeyi en son baktığınız yerde bulursunuz.

– Tıkanık trafikte, diğer şerit her zaman daha hızlı akar.

– Hayatta güzel olan herşey ya illegal, ya ayıp yada şişmanlatıcıdır.

– Yere düşen herşey ulaşılması en zor köşeye yuvarlanır

– Eger sıkışmışsa zorlayın… Kırılırsa, değiştirilmesi gerekiyormuş demektir.

– Eğer kendini iyi hissediyorsan endişelenme, geçer!

Az bilinen Murphy kuralları:
-Bir seyi firlatmazsaniz, kimseyi  vurmazsiniz!..

-Her isini baskasina yaptiranlar için imkânsiz  yoktur..

-Hangi kuyruga girerseniz girin, digeri daha hizli  ilerler..

-Takim çalismasi, sorumlulugu baskasina atmak için en ideal
modeldir..

-Firsat, genellikle en uygunsuz zamanda kapiyi  çalar..

-Eger hersey ve herkes karsi taraftan size dogru geliyorsa,
yanlis yoldasiniz demektir..

-Birseyi herkesin anlayacagi kadar açik  anlattiysaniz,
mutlaka anlamayanlar vardir..

-Dükkandaki ayakkabi  ayaginiza uyuyorsa,
mutlaka en çirkin ayakkabidir..

-Dogru kararlar  tecrübenin ürünüdür..
Tecrübe, yanlis kararlarin ürünüdür..

-Hayat  ancak geriye giderek anlasilir.
Ancak hayat ileri dogru  yasanir..

-Birseyi parçalamak, onu birlestirmekten  kolaydir..

-Iki monolog, bir diyalog etmez..

-Bir komite,  birden fazla midesi olan
ve bir tane beyni olmayan bir yaratiktir..

-Aradiginiz bir seyi hemen bulmanin kestirme yolu,
baska  birseyi aramaktir..

-Herkesi memnun etmek isterseniz, kimse memnun  olmaz..

-Bir iste vazgeçilmez adam olmayin..
Vazgeçilmezseniz, terfi de edemezsiniz..

-Eger son dakika olmasaydi, hiçbir önemli is  yetistirilemezdi..

posted under Geyik | No Comments »

Hiç hayallerinizden sıfır aldınız mı?

March26

Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışta koşarak
atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin
genç oğluna kadar uzanır. Babasının işi nedeniyle
çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı.
Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak
istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası..
Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine
sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir
kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı.
Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi.
Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi.
Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000
metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi.
Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev,
tam kalbinin sesiydi.. İki gün sonra ödevi geri aldı.
Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir
“0” ve “Dersten sonra beni gör” uyarısı vardı.
“Neden “0” aldım?” diye merakla sordu hocasına, çocuk..
“Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal”
dedi, hocası.. “Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun.
Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir.
Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da
alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız” ve ekledi:
“Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden
yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm.”
Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı.
“Oğlum” dedi babası “Bu konuda kararını kendin vermelisin.
Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!.”
Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir
değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına..
“Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin” dedi..
“Ben de hayallerimi..”…..

O orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki
1000 metrekarelik evinde oturuyor.
Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde
çerçevelenmiş olarak asılı.
Öykünün en can alıcı yanı şu: Aynı öğretmen,
geçen yaz 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya getirdi.
Çiftlikten ayrılırken eski öğrencisine “Bak” dedi,
“Sana şimdi söyleyebilirim. Ben senin öğretmeninken,
hayal hırsızıydım. O yıllarda öğrencilerimden pek çok hayal çaldım.
Allah’ tan ki, sen, hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın.”

posted under Geyik | No Comments »

Gitar Çalmanın Ötesi

March18

posted under Geyik | No Comments »

Aşk-ı Memnu Açıklaması

March5

Aşk-ı Memnu Açıklaması

posted under Geyik | No Comments »

Baba ve Oğlu

February26

80’ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen -45 yaşında ve
saygın bir işi olan- oğlu salonda oturuyorlardı. Hal-hatırdan,
çoluk-çocuktan, havadan-sudan sahbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın
sinyalini vermişti. O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin
pervazına bir karga kondu. Yaşlı baba kargaya gülümserek biraz baktıktan
sonra oğluna sordu: ‘Bu ne oğlum?’

Oğlu şaşkın, cevapladı: ‘o bir karga baba.’

Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu: ‘Bu ne oğlum?’

Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: ‘Baba, o bir karga’

Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını
yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu. Yaşlı
baba üçüncü defa sordu: ‘Bu ne?’

Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü: ‘O bir karga baba, üç oldu
soruyorsun. Beni işitmiyor musun?’

Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini
yükseltti: ‘Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu
soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun.
Sabrımı mı deniyorsun?’

Babası -yüzünde hâlâ bir gülümseme- yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve
elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını
karıştırdı ve aradığını buldu. Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık
bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi.

‘Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken
yanıbaşımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam 23 defa onun
ne olduğunu sordu. 23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga
olduğunu söyledim. Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar
edişi içimi sevgiyle doldurdu.’

posted under Manidar | No Comments »

Ressam Fil

February26

Ressam FilKoreus
posted under Geyik | No Comments »

Gece ve gündüz nasıl ayrılırmış?

February2

Bir bilge kişi, çölde öğrencileriyle otururken demiş ki;
“Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz?
Tam olarak ne zaman karanlık başlar,
ne zaman ortalık aydınlanır?”

Öğrencilerden biri;
“Uzaktaki sürüye bakarım,” demiş,
“koyunu keçiden ayıramadığım zaman
akşam olmuş demektir.”

Başka bir öğrenci söz almış ve “Hocam” demiş,
“İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman,
anlarım ki sabah başlamıştır.”

Bilge kişi, uzun süre susmuş. Ögrenciler meraklanmışlar ve
“Siz ne düşünüyorsunuz hocam?” diye sormuşlar.

Bilge kişi şöyle demiş;
“Yürürken karşıma bir kadın çıktığında,
güzel mi çirkin mi, siyah mı beyaz mı diye ayırmadan
ona “bacım” diyebildiğimde ve yine yürürken
önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan,
milletine, ırkına, dinine aldırmadan, kardeşim sayabildiğimde
anlarım ki; sabah olmuştur, AYDINLIK başlamıştır…”

posted under Geyik | No Comments »

Orospu olacaksa okumuş orospu olsun..

January22

posted under Geyik | No Comments »
« Older Entries